Bilim insanları, psikologlar, biyologlar, sosyologların bildiği, keşfettiği çok temel bir hakikat var. Varlık tatil olmaz. Hayat, boşa çıkmaz. Boşa çıkmaz, daima doldurur, üretir.
Fıtrat davası ve inancı olan insanlar olarak kendisinin tatil hakkı olduğunu düşünen, dinlenmek yerine boşluğa düşerek kendini daha da yorucu bir ortama düşürme niyeti olanlar kendilerine zulmedeceklerini bilmeliler.
Okul tatil olabilir. Hayat tatile çıkmaz. Bedenimiz oksijen yakmaya, yemek yemeye, uyumaya devam edecek. Herhangi bir organımız işlevini bırakmak bir yana biraz aksasa, tatil hakkının olduğunu düşünse bize zulmeder.
Hayatını okulundan, işinden ibaret gören dar zihin, tatili ipten boşalma, istediğini yapma, anlamsız, amaçsız bir parantez açma gibi yorumlar. İnsaniyet damarları kurumamış biri buna teşebbüs dahi edemez. Modern insanın propagandasını yaptığı tatil sosyal cinayettir. Kölelik zincirlerini cilalama ve tamir zamanlarıdır.
Akıl tatile çıkarsa insan delirir, kalp ara verse çalışmaya insan ölür. Hayatın en temel unsurlarının tatili yoktur, vazifeleri ve tempoları vardır. Bu tempolar zaman zaman yükselip düşebilir, düşmelidir.
Fuat sezgin günde on altı saat çalışırken tatil hakkı olduğunu düşünmüyordu. İbn-i sina’yı Farabi’yi Gazali’yi okulu sınırlamadı. Tatile çıkmadılar. Üretmekten, düşünmekten, okumaktan vazgeçmediler. Kasları yorulduğunda zihinlerini çalıştırdılar, zihinleri yorulduğunda kaslarını çalıştırdılar. Uykularına düşüp ashab-ı kehfin rekorunu kırmayı denemediler.
Uykuları, rüyaları bile amaçlarını, adandıkları gayelerini destekleyici faaliyete dönüşmüştü. Kayyum olan Allah’a inanan bir Müslüman tatil hakkı olduğunu düşünemez. Allah’a bağlanmış, adanmış bir insan yatsa da kalksa da bir amaç, niyet, eylem üzeredir. Hiçbir şey yapmıyorsa etrafına bakıp “ne güzel yaratılmış” der.
Akıl, kalp, insan tatile çıkmaz. İnsan kendi içinde, evren içinde yola düşer, yolunu bulur, görür, izler. Tatile çıkmaz.
Dr. Ahmet BAYRAKTAR