
İstikamet, doğruluk, adalet ve güvenilirlik demektir. Müslüman, şartlar ne olursa olsun istikamet üzere olan, dürüstlüğünden taviz vermeyen kişidir. Bollukta da darlıkta da, kolaylıkta da zorlukta da ahlakını ve adaletini koruyabilen kişi, gerçek fütüvvet ehlidir. Çünkü emanete sadakat ve adalet, imanla iç içedir. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
“Emaneti olmayanın imanı yoktur, ahdi (sözünde durması) olmayanın da dini yoktur.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/135)
İstikamet üzere olmak, yalnızca ibadetlerde değil, ticarette, dostlukta, aile hayatında ve tüm insanî ilişkilerde dürüst ve güvenilir olmayı gerektirir. Selçuklu ve Osmanlı’nın Ahilik teşkilatında, fütüvvet ehli olan kişiler, kazançlarını helal yoldan sağlamak, hile yapmamak ve kimseye zulmetmemek ilkesiyle hareket ederdi. Bugün de erdemli gençlik, bu mirası kuşanmalı ve adaletten, dürüstlükten ve istikametten ayrılmayan bir duruş sergilemelidir.
📌 Sen de her durumda istikamet üzere ol!